Her kanser hastası yaşadığı ağrıyı farklı derecelerde tarifler. Gerçekten de yaşanılan ağrının boyutu altta yatan kanser çeşidine ve vücudun direncine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Kanser Ağrısının Temelde 3 Sebebi Vardır;
- % 75 ihtimalle kansere yol açan tümörün invazyonuna bağlı ağrılar
- % 20 oranla kanser tedavisinde radyoterapi ve kemoterapi tedavilerine bağlı ağrılar
- % 5 ise başka nedenlerden yani kanserden tamamen farklı kökenli ağrılar
Kanser Ağrılarının Lokalizasyonları
Kemiklerde Tutulum: Kemik ağrısı kanser kemiklere metastaz yaptıysa oluşabilir. Akciğer kanserlerinin % 20-30’unda, meme ve prostat kanserlerinin ise % 50-70’inde kemik ağrısı şikayetleri vardır. Kanser kemiğe metastaz yaptıysa bazı hastalarda ağrı hiç görülmeyebilir. Fakat görülen ağrılar da daha çok geceleri başlayan ve egzersizle artan şiddetli derecede ağrılardır. Yansıyan ağrı olduysa durum daha karmaşıktır. Örneğin bel ağrısı bacakta hissedilebilir. Eğer tümorden kaynaklı bir sinir basısı ağrısı varsa batıcı tarzda semptom verecektir.
Vertebral Tutulum: Kanserin metastaz yaptığı vertebral bölgelere göre oransal değişiklik göstermektedir. Örneğin olguların % 65’inde sırtta, % 20’sinde bel ve leğen kemiğinde, % 10’u da boyun bölgesinde kanser kökenli ağrılar hissediyor. Vertebral Tutulum olduğunda ağrının tarzı da daima sızlayan ve lokalize edilebilen türden olmaktadır. Bazen ağrı, ayakta durmakla azalabilmekte ve oturmakla ya da bası ile artabilmektedir.
Baş Tutulumu: Kanser hastalarında % 50 ihtimalle intrakranyal metastazlar ve tümörler vardır. Bunların yaklaşık yarısında baş ağrısı şikayetleri vardır. Kanserle ve metastazla beraber görme bozuklukları, nöropsikiyatrik hastalıklar ve hemiparezi gibi durumlar da görülebilmektedir.
Kanserde Ağrı Yönetimi
Kanser ağrılarında dünya sağlık örgütü yaklaşık % 80 oranda yaşanan çeşitli ağrıların kontrol altına alınabileceğini söylemektedir. Bu sayede hastaların da yaşam kalitesi yükselecektir.
Ağrının nedeni, tipi, yeri gibi durumlar ile ağrının ne zaman başladığı ve şiddeti hakkında derin bilgiler edinilmelidir. Hastanın ifadesi bu durumda son derece önemlidir. Hasta “ağrım var” diyorsa mutlaka etkin tedavi yöntemleri başlanmalıdır. Düzenli ve sık aralıklarla hasta kontrol edilmelidir. Verilen ilaçlar yeterli gelmiyorsa doz artırımı ya da ilaç değişikliği yapılmalıdır. Tedaviye öncelikle parenteral başlandıysa daha sonra oral ya da transdermal yöntemler tercih edilmelidir. Hasta yakınları da tedavi sürecinde aktif olmalı ve hastaya ağrılarının tamamen geçmese de hafifleyeceğini anlatmalıdır. Hastanın hekim tarafından kontrollerinde sayısal ağrı ölçek skalaları tarafından objektif değerlendirilmesi çok önemlidir.
Kanserde Ağrı Şiddeti
Kanser ağrılarının tedavisinde temel mekanizma; ağrı şiddetinin belirlenmesi ve ardından kontrol altına alınmasıdır. Bunu da hastayla koordineli bir şekilde iletişim kurarak sağlayabiliriz. Ağrı hasta tarafından subjektif bir şekilde anlatılsa da çeşitli sayısal, sözel ve görsel skalaları kullanarak ağrının şiddetine göre tedavi planlanabilir. Hiç ağrı yok 0(sıfır) ile değerlendirilirken dayanılmaz şiddette ağrı 10 (on) olarak nitelendirilir.
Kanserde Ağrı Tedavisi
Dünya sağlık örgütü kanser ağrıları konusunda her ne kadar basamak tedavisi yöntemini tüm dünyaya sunsa da yeteri kadar uygulanamadığı için ağrılar kontrol altına alınamamaktadır. Ağrı tedavisinde temel amaçlar şunlardır;
- Optimal düzeyde ağrı kontrolünü sağlamak
- En az yan etki yaratacak tedaviyi uygulamak
- Hastanın genel durumunu iyileştirmek
- Yaşam standardının yükseltilmesi
Genel olarak invaziv girişim düzeyi minimum ve en etkin tedaviler planlanır. Yetersiz kaldığı durumlarda daha invaziv tedaviler tercih edilmektedir.
Kanserin doğrudan tedavi yöntemleri arasında şunlar bulunmaktadır;
- Cerrahi
- Kemoterapi
- Radyoterapi
- Palyatif tedavi
- Endokrin tedavi
- Radyoizotop tedavisi
- Farmakolojik tedavi
- Fizik tedavi
- Aromaterapi vs.
Kanser Ağrılarında Farmakolojik Tedavi
Kanser ağrılarında yaygın olarak kullanılan ve dünya sağlık örgütünün de önerdiği “analjezik merdiven tedavisi” bulunmaktadır.
Basamak tedavisinde önemli olan ilacı;
- Saatinde
- Ağızdan
Uygun dozlarda uygulamaktır.
Bu şekilde bir tedavi tam olarak uygulandığı takdirde ağrıların yaklaşık % 80’i kontrol altına alınarak hasta rahatlığı sağlanabilmektedir.
Basamak tedavisinin en önemli amacı kanser ağrılarında kullanılabilirliğini artırmaktır. İlk basamakta nonopioid ve nonsteroid antiinflamatuar ilaç ile tedaviye başlanabilir. Daha sonra ikinci basamakta birinci basamağa ek olarak kodein gibi hafif bir opioid tercih edilmelidir. Ağrı devam ederse morfin gibi güçlü opioid kullanılmalıdır. Tedavi uygulayanların en büyük hatası hasta hangi düzeyde ağrı çekerse çeksin tedaviye hep birinci basamaktan başlamalarıdır. Fakat bu durum son derece yanlıştır. Hastanın ağrı skalası göz önüne alınarak uygun basamaktan tedaviye başlanmalıdır.
Basamak Tedavisi
Birinci basamak: nonopioid+adjuvan
İkinci basamak: nonopioid+adjuvan+zayıf opioid
Üçüncü basamak: nonopioid+adjuvan+güçlü opioid
Basamak Tedavisinin Başarı Şansını Artıran Faktörler
Sistemik analjezikler uygun yoldan, doğru dozda ve belirli aralıklarla verilmelidir.
Ağızdan ilaç alımı kontrendike olmadığı takdirde oral ilk tercih olmalıdır.
Tedaviye nonopioid ilaçlarla başlanmalı fakat ağrı geçmezse adjuvan ilaçlar kombin edilmelidir.
Hastanın ağrı skalası mutlaka gözönünde bulundurulmalı ve tedavi basamağı da ona uygun olarak seçilmelidir.
Nonopiod ilaçlar
- Asetaminofen
- Aspirin
- Diflusinal
- İbuprofen
- İndometazin
- Naproksen
- Opioid İlaçlar
- Morfin
- Hidromorfin
- Fentanil
- Tramadol
- Levorfanol
- Kodein
- Metadon
Opioidlerin Yan Etkileri
Kanser ağrıları tedavisinde olmazsa olmaz ilaçlardan olan opioidlerin birtakım yan etkileri mevcuttur. Bunlar;
- Bulantı
- Kusma
- Diare
- Kaşıntı
Nöropsikiyatrik bozukluklar
- Sersemlik
- Üriner retansiyon
- Konfüzyon
- Pupil aşırı küçülmesi
- Miyoklonik çekilmeler olmaktadır.
Kanser Tedavisinde Girişimsel Analjezi Yöntemleri
Dünya sağlık örgütünün belirlediği basamak tedavisinde kullanılan analjezik ve opioid ilaçlar bazı durumlarda etkisiz kalabilmektedir. Hastalık ilerledikçe ağrı eşiği de yükseleceği için en başta spinal opioid uygulamaları ve sinir blokları uygulamaları olmak üzere girişimsel analjezi yöntemleri denenebilir.
Basamak tedavisinden fayda sağlayamayan hastalar, yan etkiler nedeniyle ilaç kullanamayan hastalar, yüksek ağrı skoruna sahip olan hastalar, herhangi bir basamak tedavisine dahil olmak istemeyen hastalar üzerinde girişimsel tedavi yöntemleri kullanılmaktadır.
Kontrendikasyonları ise şu şekildedir:
- Kanama bozuklukları
- Enfeksiyon
- Hastanın reddi
- Hastanın tedaviyi karşılayabilecek iyilikte olmaması
- Girisimden kaynaklanan kontrendikasyonlar.
Girişimsel Analjezik Teknikleri
- Sinir blokajları
- Radyofrekans termokoagülasyon yöntemleri
- Epidural,intratekal, intraventrikuler opioid
- Hipofize alkol ve gliserol tedavisi
- Spinal kord stimülasyonu